6 Kasım 2011 Pazar

ultrAs Ne demek? Ne ola ki ?

Ufak bir araştırmayla elde edebileceğiniz bilgileri derledim bu yazıda,bilginize.


Ultras kavramı ilk olarak 1960'larda İtalya'da görülmeye başlandı 
özellikle bu dönemlerde kale arkası tribün fiyatlarındaki düşüşler bunda etkili oldu 

Ultras kavramının ve her Ultra grubunun aynı düşünceye sahip olduğu konular vardır 

-Maçta skor ne olursa olsun 90dk destek 
-Kesinlikle oturulmayacak hatta oturan seyirciler tüm Ultra gruplar tarafından hoş karşılanmaz 

-ayrıca diğer bir önemli özellikler modern futbola sonuna kadar karşıdırlar 
buna stadların koltuklu olması, maçların pazar günü öğleden sonra(eskiden olduğu gibi) olması yerine cuma, cmt ve pzt oynanmaları, bilet fiyatları vs. 

bir başka önemli özellikleri de takımındaki oyuncularından skordan önce Mücaedele etmelerini istemeleri 
hangi ülkede olursa olsun Ultra'lar her zaman takımı için ölümüne oynayan oyuncuları daha çok sever 

Genelde kulüp ile ilişkilerde sorun vardır çünkü kulüp yönetici ve başkanların çoğu bu tür taraftar gruplarını sadece kavga eden, sorun çıkaran kişiler olarak görür 
bir başka özellikler de -ki bence en önemlisidir- Ultra türü taraftar gruplarının holigan türü taraftarlardan farkıdır 
Ultra'lar için en önemli şey takımıdır holiganlarda ise genel olrak takım sevgisi daha azdır 
ayrıca Holiganlarla Ulta'ları ayıran en önemli fark Holiganların herkese saldırmasıdır yani kadın, çocuk veya taraftar seyirci ayırımı yapmazlar 
ultra'lar ise sadece rakip takımın Ultra grupları ile kavga eder veya polislerle kavga eder 

diğer bir önemli özellikleri de birçokUltra grubunun belli bir politik görüşü vardır ve buda hem fayda hemde birçok yerde zararlı oluyor



Aşırıları sadece arkadaşları tanır. Yüzleri yoktur, sıklıkla yüzlerini kapşonları kapatır, bir de boyna sarılan atkı. Aşırıların normal elbiseleri yoktur. Modayı takip etmezler. Aşırılar saldırıya uğrarsa saldırır, zor durumda olana yardım eder. Atkısını çıkarsa bile bu şekilde davranmaya devam eder. 7/24 davasını sürdürür. Tecrübeli aşırılar, gençlere örnek olur gençler de onlara saygı duyar. Normal insanlar bir aşırıya baktıkları zaman onu anlayamazlar zaten oda anlaşılmak istemez.
Nasıl olması gerektiğine dair hesap vermez. Değişik aşırılar vardır. Bazıları takımının yada grubunun ürünlerini giyer, bazılarının ise bu tür şeyleri asla olmamıştır. Bazıları gurupları ile birlikte hareket eder, bazıları kendi kendine.



Farklı aşırılar olsada onları birleştiren takımlarına olan aşkları, yağmura yada kara aldırmadan 90 dakika maçları izleyebilmeleridir. Onları birleştiren ciğerden şarkılar söyleyerek ısınmalarıdır. Onları birleştiren uzun deplasman yolculuklarında omuzunda uyuyan arkadaşlarının verdiği güvendir. Onları birleştiren gittikleri deplasman şehirlerinde gururla yaptıkları gezintilerdir. Onları birleştiren deplasman yolculuğu öncesindeki sevinç ve dönüşündeki yorgunluktur. Onları birleştiren paylaşılan ekmek ve sigaradır. Onları birleştiren anlayışlarıdır. Aşırı demek, kuralların bitmesi demektir. Beklenmeyen sürprizler demektir. 

Farklı aşırılar olsada onları birleştiren takımlarına olan aşkları, yağmura yada kara aldırmadan 90 dakika maçları izleyebilmeleridir. Onları birleştiren ciğerden şarkılar söyleyerek ısınmalarıdır. Onları birleştiren uzun deplasman yolculuklarında omuzunda uyuyan arkadaşlarının verdiği güvendir. Onları birleştiren gittikleri deplasman şehirlerinde gururla yaptıkları gezintilerdir. Onları birleştiren deplasman yolculuğu öncesindeki sevinç ve dönüşündeki yorgunluktur. Onları birleştiren paylaşılan ekmek ve sigaradır. Onları birleştiren anlayışlarıdır. Aşırı demek, kuralların bitmesi demektir. Beklenmeyen sürprizler demektir. 





Aşırı olmak saldırmak demek değildir, tam tersine korunmaktır. Bazı polislerin yanlış tutumlarından, satılmış televizyon kanallarından ve onların yaptığı saçma yayınlardan, zorluklarla dolu bir hayattan korunmaktır. Aşırı olmak, soğuk ve yağmurlu gerçeğe adım atmak yerine bir camın arkasında yaşamayı tercih eden normal insanların anlayamayacağı, kelimelerle anlatılamayan daha pek çok şey demektir
.




A.C.A.B.





28 Ekim 2011 Cuma

Bir Baskın Hikayesi

Öncelikle yazıma Beşiktaş taraftarı bir arkadaşımın yazısıyla başlayacağım:

her deplasman maçında olan şeyler bunlar gittiğim için biliyorum.eski beşiktaş-fener maçının biletini göstererek kapıya kadar gelinir.turnikeden geçmek şansa kalır.stada girer ya da giremezsin.bizim stadda rakip tribnün girişinde 2 turnike var.fenerliler de stada geç gelince yarısından fazlası dışarda kaldı ve muhtemelen bileti olmayan bi ton fenerli olduğu için kapıda hepsini alalım diyip dışardaki büyük kapıyı açtılar.demir kapı açıldıktan sonra sahaya açılan camekana geliyosun o noktadan sonrası kolay.içeriye 2şer 3er alması gereken polislerin beceriksizliği sonucunda da öyle bi görüntü cıkmış meydana.yani stad basmak diye bi sey yoktur olamaz da ama stadın bulunduğu semt mahalle vs . basılır. :) bkz.






Evet aslında Fenerbahçelilerin Perşembe akşam yaptıkları hareket tribünsel olarak güzel bir hareket görüntüsünde ama.. 


Aması var evet.Çünkü girişte yazdığım yazının arkasında verdiğim video ile bunun arasında dağlar kadar fark var !


Kimse boş meydan muhabbeti yapmasın lafa gelince Kadıköy'de gezemezsiniz diyorsanız sahip çıkmasını da bileceksiniz.Zaten konu "semt" baskını.Genç Fenerbahçeliler'in buna karşı stata çevik kuvvetler yada polis eşliğinde değil direk Çarşı'ya girmeleri lazım.


Olur mu?
Olursada güzel olur..